Liv Hospital Ankara Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Çelebi, “Amerika’dan sonra Avrupa’da ve Türkiye’de de yaklaşık 5 yıldır yaygınlaşmaya başladı. Klasik yöntemle de robotik yöntemle de yapılan diz protezi cerrahilerinden sonra hastaların diz ağrılarının yüzde 95’i geçiyor” dedi.

Liv Hospital Ankara Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Çelebi, robotik diz protezi ameliyatlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Halk arasında bilinen adıyla diz eklem kireçlenmesinin aslında bir eklemin içinde kireçlenme söz konusu olmadığını söyledi.

Prof. Dr. Çelebi, “Tıptaki anlamıyla diz eklemini oluşturan kemiklerinin ucundaki kıkırdak sağlığının bozulması ve kıkırdak aşınmasıyla ortaya çıkan kıkırdak aşınınca da işte kemik yüzeylerinin birbirine temasının arttığı durumları ifade eden bir hastalıktır. Halk arasında kireçlenme olarak bilinmektedir. Genel olarak eklem kireçlenmesi hastaları da merak ediyor. Belli sebepleri olan durumlar var. Bunlar mesela ekleme yönelik travmalar, yaralanmalar, enfeksiyonlar, bazı metabolik hastalıklar olabilir. Bunlar eklemlerde kireçlenmeye sebep oluyor. Ama çoğu hastada bir süreç sonunda olduğunu görüyoruz. Aslında bir çeşit yaşlanma süreci var. Eklem sağlığı aslında zaman içinde herkeste bozuluyor. Ama bazılarınınki daha şiddetli ve daha hızlı olduğu için günlük hayatta zorluklara sebep olabiliyor. Risk faktörleri, cinsiyet maalesef kadınlarda daha fazla görülüyor. Yaşlandıkça görülüyor. Aşırı kilo problemi ya da normal kilonun üzerinde olma durumu risk faktörleri arasında yer almaktadır” diye konuştu.

“Hastanın kilosu sebepler arasında”

Prof. Dr. Çelebi, diz eklem kireçlerinin belirtileri ile ilgili, “Temel olarak hastaya en çok şikâyet veren belirti diz ağrısı. Özellikle başlangıçta hareketle oluyor. Bir müddet sonra hareket kapasitesi daha aza düşüyor. Kalkar kalkmaz başlıyor. Bir müddet sonra istirahatte oluyor. Daha ilerlese bazen hastaları gece uyandıran ağrılar oluyor. Temel şikâyet ağrı olarak karşımıza çıkıyor. Bir süre sonra eklem hareketi kısıtlılığı gelişiyor. Hastaların çömelme kabiliyetleri azalıyor. Uzun süre oturduklarında dizleri bükülü kaldığında ağrı şiddetlenebiliyor. Önlemek için alınabilecek durumlardan bahsettiğimizde, kilo kontrolüne dikkat edilmeli. Neticede bu biyomekanik rahatsızlık. Temelinde kıkırdak sağlığı bozuluyor, kıkırdak aşınıyor. Mekanik tarafı var; diz yük taşıyan bir eklem. Dolayısıyla bu da taşıdığı yük ile ilişkili. Dolayısıyla hastanın kilosu, yaptığı işler, hareketsizlik bunlara sebep oluyor” dedi.

Tedavi yöntemleri

Süreçte şikâyete göre, şikâyetin şiddetine göre çeşitli tedavi aşamalarının olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çelebi, “En son tedavi aşaması da artık eklem sağlığı tamamıyla bozulduğunda eklem yüzeylerini halk arasında ‘protez’ dediğimiz metal implantlarla ekran yüzeylerini değiştirmek. Bunun sonucu diz protezi ameliyatına kadar gidiyor. Tedavi yöntemleri arasında klasik diz protezi ile robotik diz protezi uygulamalar var. Her iki yöntemde de içeri yerleştirdiğimiz protez aynı. Geleneksel yöntem ile robotik yöntemin cerrah açısından ameliyat esnasında hastaya avantajları, ameliyat sonrasındaki erken dönemdeki avantajları ve uzun dönem avantajları robotik cerrahinin söz konusu. Robotik yardımlı diz protezi cerrahi tekniği, Amerika’da sonra Avrupa’da ve Türkiye’de de yaklaşık 5 yıldır yaygınlaşmaya başladı. Klasik yöntemle de robotik yöntemle de yapılan diz protezi cerrahilerinden sonra hastaların diz ağrılarının yüzde 95’i geçiyor” açıklamasında bulundu.

“Dolayısıyla ameliyata başlamadan sonucu görebiliyorsunuz”

Prof. Dr. Çelebi, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Robotik cerrahi yöntemin birkaç avantajı vardır. Robotik yöntem ile ameliyat yaptığımızda daha az yumuşak doku ve kemik kesimi gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla daha az kanama ve ameliyat sonrasında daha az ağrı oluyor. Hastanın özellikle ağrı ve kanama açısından ameliyat sonrası rehabilitasyonu robotik cerrahi sonrasında daha kolay oluyor. Bu da hasta açısından ilk 1 hafta-15 günü açık cerrahiye göre çok daha konforlu geçirmesini sağlıyor. Ağrısının azalması, harekete geri dönüşü ve hastanede kalış süresi kısalıyor. Ayrıca robotik yöntemin klasik yöntemden ayıran bir özelliği de ameliyat sırasında robotik kol kesik kılavuzu olarak devreye giriyor. Dolayısıyla tam net kesiler yapma imkânı tanıyor. Önemli bir avantajı da normalde biz hastaları istirahat halinde değerlendiriyoruz. Yani bir film çektiğimizde kimisi yatarak da çekiyor ama esasen yapabildiğimiz en iyi şey ayakta dizlerine yük verirken bir film çekmek. Dolayısıyla hastanın sadece o halini görüyoruz. Robot bize şu imkânı veriyor. Robot hastaya yerleştirdiğimiz iz sürücüler var. Sensörlerle anlık görüntü alıyor. Bilgisayar vasıtasıyla da ekrana yansıtıyor. Yani robot bize hastanın hem hastanın istirahat halindeki dizinin durumunu hem de diz hareket ederken ki dizin durumunu, dengesini, bağ dengesini, açılanmasını gösteriyor. Dolayısıyla aslında şikayetlere sebep olan hareket esnasındaki durumu eskiden biz değerlendiremezken şimdi robot vasıtasıyla bunu değerlendiriyoruz. Dolayısıyla bunu göz önüne alarak bir cerrahi plan yapabiliyoruz robotla. Hatta robot bunu otomatik kendisi yapabiliyor. Bize diyor ki, bu hastanın istirahatteki durumu, hareket halindeki durumu bu. Dolayısıyla ben size şöyle bir ameliyat öneriyorum. Bir avantaj daha sunuyor. Bu ameliyatın sonunda da sonuç bu oldu. Dolayısıyla ameliyata başlamadan sonucu görebiliyorsunuz.”

“Protez ömrü 20-25 seneler kadar uzuyor”

Protez cerrahinin en önemli sorunlarından birinin protezin ömrü olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çelebi, “Robotik cerrahinin bir diğer önemli avantajı da şudur. Hastaya yerleştirdiğimiz diz protezinin bir ömrü var. Bir müddet sonra hiç problemsiz gitse de işler bir gevşeme problemi ortaya çıkıyor. Ortalama 15 yıl civarında klasik yöntemle yapılan protezler gevşiyor. Şimdi bu robotla tam milimetrik hareket halindeki dengesini de göze alarak ameliyatları yapabildiğimiz için çok iyi bir yumuşak doku, kemik dengesi sağlayabiliyoruz. Kireçlenmeye sebep olan biyomekanik sorunlar aynı zamanda yıllar içinde gevşemeye de sebep olabiliyordu. Robotik cerrahide biyomekanik denge çok daha iyi kurulabildiği için robotta beklenen protez ömrü 20-25 seneler olarak bekleniyor. Robotik cerrahi yöntem Türkiye’de birçok merkezde uygulanıyor. Ankara’da da bizden başka merkezlerde bulunuyor. Hızla da yaygınlaşıyor” dedi.


Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı. İlk yorumu siz yapın!

Yorum Yapın

Twitter'da Bizi Takip Edin

Hava Durumu

Puan Durumu

Gol Krallığı