Sağlık turizmcileri, sağlık turizminin döviz rezervi açığını kapatabilecek en önemli alanlardan biri olduğunu ifade etti.
Dr. Mehmet Kanpolat, sağlık turizminin, 2002 yılından sonra yapılan yatırımlarla anlam bulduğuna dikkat çekti. Dr. Kanpolat, Antalya’da yapılan G-20 Zirvesi ve pandemi döneminde de bu alanda ivme kazanılmasında etkili olduğunu aktardı. Kanpolat, “Pandemiden önce Türkiye’deki sağlık altyapısının bu kadar güçlü olduğu bilinmiyordu, Antalya’da G-20 zirvesinde liderlerin sağlık ekipleri buraya geldiğinde şehirdeki sağlık altyapılarını görünce şaşırdılar. Sadece bu altyapının Antalya’ya ait olduğunu hissettiler, biz Türkiye genelinde böyle olduğunu söyledik. Sağlık turizmini Türkiye’nin geneline yaymak lazım, çünkü komşu ülkelerle olan ilişkiler var. Doğu ve güneydoğunun Irak’la, Karadeniz’in Türki Cumhuriyetlerle ve Trakya’nın Balkanlarla ilişkileri var" diye konuştu.
"160 ülkeye 3-4 saat uzaklıktayız"
Türkiye’nin sağlık turizmi alanında coğrafi konumunun da büyük bir avantaj olduğunun altını çizen Dr. Mehmet Kanpolat, ülkenin sağlık turizminde hak ettiği yeri alabilmesi için, ciddi anlamda reklam ve tanıtım desteğine ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Kanpolat, "Sağlık turizmi ilk gündeme geldiğinde İstanbul ve Antalya öne çıkıyordu, şimdi artık belirli illere sabitlemek Türkiye’ye haksızlık olur. Ülkemizin ayrıcalığı yaklaşık 160 ülkeye 3-4 saat mesafede bulunuyor ve 4 milyar insana hitap eden coğrafi konumda. Bu ciddi bir avantaj, ancak ülkemizin sağlık alt yapısı bu kadar güçlü olmasına rağmen istediğini çok elde edemiyor. Liderlik anlamında dünyada ilk üçe girecek bir altyapımız var fakat sağlık turizmi Türkiye’de diş ve estetik olarak anılıyor, biz buna çok üzülüyoruz. Antalya’da 3 tane organ nakli merkezi var, İstanbul’da sayısını bilmediğim kadar organ nakil, onkoloji merkezleri var, dolayısıyla da Türkiye sağlık turizminde hak ettiği yeri alabilmesi için, ciddi anlamda reklam ve tanıtımlarla hedef kitleye ulaşıp istediğimiz noktaya gelmeyi amaçlıyoruz" ifadelerine yer verdi.
"Tatilciler, sağlık turizmi elçisi oluyor"
Kanpolat, Antalya’nın İstanbul’dan sonra sağlık turizminde ikinci önde gelen şehir olduğunu belirterek, Antalya’nın turizmin başkenti olmasının da sağlık alanında öne çıkmasında etkili olduğunu kaydetti. Kanpolat, şu şekilde devam etti:
"Organ naklindeki başarıları, üniversite hastanesi, devlet hastaneleri, Antalya Şehir hastanesi, 28 özel hastane, sayısı her geçen gün artan diş klinikleri gerçek anlamda sağlık turizmine yönelik. Antalya’nın, diğer illere göre avantajı yaklaşık 18-20 milyon insan her sene Antalya’ya geliyor, şehrin hem deniz kum güneşini hem de sağlık alt yapısını görüyor. Tatil sırasında sağlık hizmeti almaları bile bizi tanıtmak için yeterli oluyor. O yüzden Antalya’nın ciddi bir avantajı var. Sağlık turizmi ülkemizde ilk kez gündeme geldiğinde turist sağlığını çıkardığımızda sağlık turizmi için gelen hasta oranı yüzde 5’i geçmiyordu, şu an sağlık turizmi yapan ve yetki belgesi olan birçok kuruluşta yüzde 40’ı bulan bir artış var. Yabancı hasta yoğunluğundan, yerli hastayla çok çalışamıyoruz diyen kuruluşlarımız da var."
"Türkiye’de hasta tedavisi, yurt dışından çok daha ucuz"
Sağlık turizmi için Türkiye’ye gelen vatandaşların tedavilerini kendi ülkelerine göre çok uygun fiyatlarla gerçekleştirdiklerine değinen Dr. Kanpolat, fiyat politikası açısından sağlık sektöründe Türkiye’nin en avantajlı ülkelerden biri olduğunu söyledi. Kanpolat, şöyle konuştu:
"Sağlık turizmi için yurt dışından gelen vatandaşlara uygulanan tedavi masrafı çok uygun, mesela bir İtalyan hasta için ülkesinde yaklaşık 40 bin euro olan bir hizmet burada 6 bin euro civarında. Ekonomik açıdan Türkiye açıkçası en avantajlı ülkelerden bir tanesi. Sağlık turizminde öne çıkan diğer ülkelere baktığımızda bir eksiğimiz yok, organ nakli onkoloji A grubu ameliyatlarda Türkiye dünya birincisi olabilir. Sağlık turizmi ekonomik açıdan çok önemli, döviz rezervi açığını kapatabileceğimiz en önemli alanlardan bir tanesi. Bir işletme kurduğunuzda; fizibilitesini, yatırımını yapıyorsunuz ama Türkiye’de bunun için şu an yatırıma ihtiyaç yok, fizibilitesi hazır. Sadece gelecek olan hasta için çabalamamız gerekiyor."
Türkiye’ye sağlık turizmi için hasta gönderen ülkelerin de altyapıya yatırım yapmaya başladığını bildiren Kanpolat, bürokratik yapılandırmaları hızlandırıp, merdiven altı kuruluşlarla mücadelenin önemine de vurgu yaptı.
Yorumlar