İçinde bulunduğumuz sonbahar mevsiminde günlerin kısalması ve gün ışığının azalması nedeniyle serotonin seviyesinin düştüğünü belirten Uzman Psikolog Özge Bilir, bu durumun kadınlarda ve gençlerde daha sık görülmek üzere mevsimsel depresyona yol açtığını söyledi.
Acıbadem Bodrum Hastanesi Uzman Psikolog Özge Bilir, “gerçek dışı inançlara, çarpıtılmış düşüncelere, negatif bakış açısına sahip olan bireyin negatif duygulanım ve ruhsal bozukluk hali” olarak tanımladığı depresyon hakkında önemli bilgiler verdi. Depresyonun toplumda en sık görülen duygudurum bozukluklarından biri olduğunu belirten Psikolog Bilir bu süreçte kişinin benliğine duyduğu saygının azaldığını, özgüven eksikliği ve mutsuz hissettiğini, normalde keyif aldığı şeyleri yaparken artık keyif alamadığını ve beden hızının da azaldığını ifade etti.
Depresyonun en net iki semptomunun “hayattan keyif almada, isteklerde azalış ve çökkün bir ruh hali” olduğunu vurgulayan Psikolog Bilir, “Bu süreçte iştah azalması veya artması sonucu yeme bozuklukları görülebildiği gibi uyku azalışı ya da artışı da görülebilir. Depresif bir ruh hali, huzursuzluk, kaygı, kararsızlık, motivasyon kaybı, dikkat dağınıklığı, özgüvende düşüş, cinsel istek azalışı ya da artışı, problemleri çözümleme kabiliyetinde azalma görülür; ölüm ya da intihar düşüncesi veya planları eşlik edebilir” dedi.
Kadınlarda ve gençlerde daha çok görülüyor
Hava sıcaklıklarının düşmesiyle beraber duygu durumumuzda da değişimler gözlemlendiğini aktaran Psikolog Bilir majördepresyonun alt tipi olarak “mevsimsel depresyon” yaşandığını ifade etti. Belirtilerini sonbahar-kış aylarında gösterebildiği gibi bazen de ilkbahar aylarında gösteren mevsimsel depresyona dair, “Özellikle sonbaharda başlayan ve kış boyunca kısalan günler nedeniyle melatonin seviyesinin artması ve gün ışığından daha az yararlanmak, serotonin seviyesindeki düşüklük depresif belirtilerde artışa neden olmaktadır. Daha çok kadınlarda ve gençlerde görülme sıklığı fazladır” diye konuştu.
“Mevsimsel depresyon tek başına bir hastalık olarak tanımlanmaz”
Psikolog Bilir mevsimsel depresyonun ortaya çıkışını arttıran başlıca nedenleri “duygusal, çevresel, genetik- biyolojik faktörler, düşük D vitamini, Ekvator’dan uzakta yaşamak, bipolar bozukluk ve major depresyon” olarak sıraladı. Mevsimsel depresyonun tek başına bir hastalık olarak ele alınmadığını, bu tanı için kişiye “major depresif bozukluk” tanısı konulmuş olması gerektiğini belirten Psikolog Bilir tanı sürecinde klinik gözlem ve uzman değerlendirmesine ek olarak bazı testler yapılabildiğini söyledi.
Depresyon tanısı konulduktan sonra tedavi sürecine ilişkin birden fazla yöntem bulunduğuna değinen Psikolog Bilir, “Psikoterapi tedavi sürecinde büyük bir öneme sahiptir. Bunun yanı sıra ilaçla tedavi yani farmakolojik sürece girilebilir. Özellikle ilaçla tedaviye ek olarak psikoterapi de uygulanırsa tedavi süreci hızlanabilmektedir” dedi.
“Yarım saatlik periyotlarla ışık tedavisi uygulanır”
Ayrıca ışık tedavisi ile iyileşme görülebileceğinin altını çizen Psikolog Bilir “Işık tedavileri de depresyonda iyileşmeye katkıda bulunan bir yöntemdir. Kış aylarında artan depresyonu belli aralıklarla beyaz ışık ile azaltmak amaçlanmaktadır. Gündüz veya akşam yarım saatlik periyotlar şeklinde kişiye uygulanmaktadır” diye konuştu.
“Gün ışığı ve temiz havadan faydalanın”
Mevsimsel depresyonun bazı önlemlerle hafifletilebileceğinden de bahseden Psikolog Bilir şunları dile getirdi: “Alkol ve madde kullanmamak, ilkbahar-yaz depresyonu için uyku döngüsünün verimi için serin ve ışığın kontrolünü sağlayabildiğiniz ortamlarda vakit geçirmek, sonbahar-kış depresyonu için ise gün ışığı almaya çalışmak, sağlıklı uyku düzeni, D vitamini ve balık yönünden zengin olacak şekilde beslenme alışkanlıklarını düzenlemek ve sağlıklı besinlerden faydalanmak, karbonhidrat ağırlıklı beslenmeyi azaltmak, sosyal ilişkileri arttırmak, hobiler edinmek, egzersizi hayatınıza dahil ederek düzenli spor yapmak, yaşadığımız ortamı ferah ve havadar seçmek mevsimsel depresyonla başa çıkmak için yapılabilecekler arasındadır."
Psikolog Bilir depresyon sürecinde uzman psikolog desteği alınması, gerekiyorsa psikiyatriye başvurulmasını tavsiye ederek özellikle bilişsel davranışçı terapi ekolü ile psikoterapi sürecine başlamanın çok etkin bir tedavi yolu olduğunu söyledi.
Yorumlar